Hat Sanatı'nın Tarihçesi
İslâm dinini kabul eden hemen hemen bütün kavimlerin dinî bir gayretle benimsediği
Arap yazısı hicretten birkaç asır sonra İslâm ümmetinin ortak değeri haline gelmiş aslı ve
başlangıcı için doğru olan Arap hattı sözü zamanla İslâm hattı vasfını kazanmıştır.
Emeviler döneminde yaşamış olan Kutbetül Muharrir daha sonraları icad
edilmiş olan yazılara ölçü teşkil etmiş olan «Tumar» yazısını icad etmiştir. Abbasiler
döneminde meşhur hattat ibn Mukle harfleri nokta daire ve elif gibi şekiller kullanarak belli
ölçülerle bağlar. Bu yazıya "Mensup Hat" adı verilmiştir. Ve Aklamı Sitte adı verilen
yazı türleri belirmeye başlamıştır. Bu yazı türünden Muhakkak, Reyhani ve Nesih
yazı çeşitleri ortaya çıkmıştır.
Abbasi döneminde yaşayan Kıbletül Küttab olarak bilinen Yakut kalemin ucunu
meyilli keserek yazıya zerafet ve letafet getirmiştir. Aklam-ı Sitte nin her birine yetiştirdiği 6 öğrencisi ile bu yazı türleri İslam ülkelerine yayılmıştır. Yakut'un bu altı talebesi ve kendisine Yedi Büyük Üstad anlamında Esatizei Seb'a denilmiştir.
Arap yazısı hicretten birkaç asır sonra İslâm ümmetinin ortak değeri haline gelmiş aslı ve
başlangıcı için doğru olan Arap hattı sözü zamanla İslâm hattı vasfını kazanmıştır.
Emeviler döneminde yaşamış olan Kutbetül Muharrir daha sonraları icad
edilmiş olan yazılara ölçü teşkil etmiş olan «Tumar» yazısını icad etmiştir. Abbasiler
döneminde meşhur hattat ibn Mukle harfleri nokta daire ve elif gibi şekiller kullanarak belli
ölçülerle bağlar. Bu yazıya "Mensup Hat" adı verilmiştir. Ve Aklamı Sitte adı verilen
yazı türleri belirmeye başlamıştır. Bu yazı türünden Muhakkak, Reyhani ve Nesih
yazı çeşitleri ortaya çıkmıştır.
Abbasi döneminde yaşayan Kıbletül Küttab olarak bilinen Yakut kalemin ucunu
meyilli keserek yazıya zerafet ve letafet getirmiştir. Aklam-ı Sitte nin her birine yetiştirdiği 6 öğrencisi ile bu yazı türleri İslam ülkelerine yayılmıştır. Yakut'un bu altı talebesi ve kendisine Yedi Büyük Üstad anlamında Esatizei Seb'a denilmiştir.
Osmanlı Tarihinde hat sanatının gelişimine bakacak olursak Hattat Şeyh Hamdullah
(ö.1436) ile birlikte hat sanatında liderlik tamamen Türk milletine geçmiş
ve artık "Kur’an-ı Kerim Hicaz’da indi, Mısır’da okundu, İstanbul’da
yazıldı" sözü söylenmeye başlamıştır.
Şeyh Hamdullah’dan sonra bugüne kadar en büyük ve ekol sahibi hat
üstatlarının hep İstanbul’da yetiştiği görülmektedir. Osmanlı
Türklerinin elinde hüsn i hat sanatı sürekli bir yükselme seyriyle
diğer Türk İslâm sanatları arasında zirveye yerleşmiş, artık Osmanlı hat
sanatı veya Türk hat sanatı diye adlandırılmaya başlanmıştır.
1914’te resmî olarak Medresetü'l Hattatin (Hattatlar Okulu açılmış ve
buraya devrin en büyük hattatları, hat hocası olarak tayin edilmiştir.
Hat sanatına dair önemli bilgiler, emeğiniz için teşekkürler.
YanıtlaSilİstifadeli olduysa ne mutlu. Güzel yorumunuz için Teşekkürler..
SilKısa, öz, faydalı bir şekilde Hüsn-ü Hat sanatına dair bilgiler vermişsiniz. Teşekkür ediyoruz efendim.
YanıtlaSilBu güzel yorumunuz için biz teşekkür ederiz efendim.
Sil